25 Mart 2017 Cumartesi

2 şarjörü birbirine altlı üstlü tersten bağlamak

2016 yılında çıkmış olup benim 2017 de izlediğim 2 filmde bu dikkatimi çekti.

Bu filmler Allied ve Hell or High Water.

Önceden planlanmış olaylar için zamandan büyük kazanç sağladığı aşikar olan bi yöntem. Eğer daha önceki filmlerde varsa bilemem ama benim dikkatimi çok çekti ve filmleri birbirine yakın zamanlarda izledim. Kayıtlarıma göre;

Allied 22.2.2017
Hell or high water 14.2.2017

Olduğunu görüyorum sadece 8 günlük aradan sonra böyle bi benzerlik görmek, rastgele üst üste izlenen 2 filmde aynı oyuncuyu görmenin verdiği o ilginç güzel hazzın bi benzerini yaşattı.

Allied'dan:


Hell or High Water'dan:

27.5.2017 tarihinde izlemekte olduğum john wick chapter 2'dan:

23 Mart 2017 Perşembe

Pronounciation

İnsanların yanlış pronounciationda bulunmaları beni çıldırtıyor. O kadar çıldırtıyor ki onların yok olmasını istiyorum. Bazı konular hakkında konuşacağım bununla ilgili olarak.

Pronounciation'ı doğru yapmanın gereklilik olarak hissedilmesine sebep olan bazı sebepleri, gelişimlerini, çözümlerimi, bu süreçte yaptıklarımı yaşadıklarımı kısaca ve mümkünse örneklerle anlatmaya çalışacağım.

Aklıma gelen konu başlıklarını unutmadan bi yazayım dedim:

Dil
Geçmiş
Bilim
Spiker
Oranları
Önyargı
h olayı

Özellikle İspanyolca'yı öğrenirken farkettiğim birçok şey bu aydınlanmada önemli rol oynadı. Türkçe'de çok sayıda kelime Fransızca kökenli kelime vardır ve bunlar direk olarak anlaşılır. Bunların benzerlerini öğrendikçe pronounciation'ın önemini kavradım. Zira bütün Latin kökenli diller birçok ortak kelimeye sahip ve genelde bunların farkları aynı kelimenin farklı biçimlerde okunması sebebiyle ortaya çıkmış. Türkçe'ye Fransızca'dan geçmiş şantaj kelimesi göz önünde bulundurulursa bu bahsettiklerimden ilki direk kendine açığa vurur. "chantaje", "chantage" sırasıyla İspanyolca ve Fransızca dillerinde yazılışlarıdır.  Dillerin okunuş kuralları gereği (kural dediysem her dil için sadece bi kaç kural var bunlar da biraz tecrübe ve gayretle hemen anlaşılabiliyor zaten) çantahe ve şantaj diye okunuyorlar. Ötekinde ise 'ne' anlamına gelen "que" "che" sırasıyla İspanyolca ve İtalyanca. İkisi de ke diye okunur.

Mascherano'yu maşerano diye okuyanlar öldürülmeliler.

Futbolla ilgili insanlar Arjantin'in yarısının soyisminin italyan olduğunu görürler ama bağdaştıramazlar. Tüm dünyaca bilinmesi gereken bişey bu yani. Bunu bilmeyenler yok edilmeliler.

Cancel'a türkçe cancel dediğim içim abimden azar işitip ufak dayaklar yemişimdir.

Bana o kadar önem teşkil ediyorki dünyada herşeyin durup, üretimin, bilimin, turizmin durup insanların 1 ya da 2 boyunca sırf belli başlı dilleri nasıl okuyacağını öğrenmelerini istiyorum. Yani bu kadar eğitimli zeki biliminsanlarının ufak okuma hataları yapmaları çok anlam dışı youtuber lar da buna dahil. Saatlerini harcayıp araştırma, editleme yapan insanlar 2 dakikalığına nasıl okuyacağına bakamıyor.

Varsın bilim 1 sene ilerlemesin ama insanlar şunları öğrensin.

Çek, Polonya, Arnavut alfabelerinden ümidi kestim ama İspanyolca, Almanca, İtalyanca gibi meşhur dilleri bari doğru okuyun. Einstein'ı ş siz okumak İngilizce konuşan ülkelerde kalıp gibi bişey oldu bundan ümidi kestim ama daha h harfinin ne işe yaradığını bilmiyorlar. h özel bir harftir. Önüne geldiği sessiz harfin okunuşunu değiştirir (genelde). Digraph'a dönüştürür. İngilizcedeki digraphlar:

bh: bhutan, bharma gibi yabancı kelimelerde var ancak farklı bir okuma sağlayıp sağlamayacağını bilmiyorum.
ch: *
dh: peltek yapan th'nin d li versiyonu olduğunu düşünmeme rağmen genelde normal d diye okunur geçilir. Dharma derkenki gibi. Ancak dh Arnavutçada peltek d dir.
gh: yumuşak g gibi okuttuğu gibi f diye de okutabilir. Burası ingilizcenin garipliği. Though, tough.
kh: İngilizce'de olmayan genelde Arapça ya da başka dillerdeki gırtlak sesi olan kalın ha nın ingilizceye latin harfleriyle aktarılması. Khaled ismi türkçe'deki halit'tir. Kaled diyen Anglophone lar eliminate edilmeliler.
ph: *
sh: *
th: *
rh: Rhesus, Rhine gibi kelimelerde geçen ama bi farklılık kattığını bilemediğim, bulamadığım digraph.
zh: Fransızca, Rumence ve Türkçe'deki j harfinin verdiği sesi ingilizce yazılı kaynaklarda gösterebilmek için üretilmiş bi digraph. Arnavutça'da da kullanılır. Genelde Rus isimleri böyle ingilizce yazılır. Kerzhakov, Anzhi, Zhirkov.

*: bunları bilmeyenler exterminate edilmeli.

Futbolu ve diğer sporları çok severdim ve spiker olmak isterdim ve spiker olunca hiçbir futbolcunun ismini yanlış okumamak için ant içtim! But it didnt come to that.

Öyle ki, maç izleme keyfim yavaş yavaş yok oldu. Futbolu takip etmeyi bırakmamın ana sebeplerinden biri budur: spikerlerin yanlış telaffuzu. Spikerler hapse atılmalı direk. Okumayı öğren iki ismi maç öncesi.

Doğru okumanın 2 tane püf noktası vardır. Bunlar harfleri doğru okumak ve aksanla okumak. Bu noktada bi kaç video ya başvurarak sizi eğlendireyim.

https://www.youtube.com/watch?v=fKGoVefhtMQ

Tabi burada dalga geçilmiş, İtalyan aksanı fazla abartılmış aynı şekilde Alman da. Über'deki ü'ye u demedikçe bruschetta'da sch'yi sk yerine ş diye okumadıkça, yani bunları doğru biçimde okudukça insanlara aksan konusunda tepki göstermek istemiyorum. Tabi aksanı da koyabilseler çok iyi olurdu her seferinde ancak bu biraz gerçeksiz bi dilek daha çok.

Bununla ilgili bir başka video:

https://www.youtube.com/watch?v=Jkxm5UTe-Xg

Bir de bazı diller var ki içinde saçma sapan işaretler... Bunları bilmeyene laf yok :D

https://www.youtube.com/watch?v=Yj-1kp777NM

Ve önyargı konusuna değinerek yazımı bitirmek istiyorum. Önyargısız ve aptal olmayan birine avrupadaki latin alfabesini kullanan dillerin okunuş kurallarını akılda kalıcı biçimde 10 dakika içerisinde öğretebilirim. Her insan tek başına bunları 1-2 saat içerisinde tamamen öğrenebilir. Ama öğreniyor mu? Tabi ki hayır.


1800lerin esrarengizliği

1800 lerde yaşanmış bazı ilginç olaylar.

Güneş'te bazen sebebi bilinemeyen durumdan dolayı yoğun sıkışma ve ısınmadan dolayı ani ışın şeklinde patlamalar yayılabilir. Bunlar hesaplamalara göre 150 yılda bir gerçekleşir. dünyayı 1859'da vurmuş ve telgraflarda yangınlar çıkarmış ve gökbilimciler tarafından gözlemlenmişti. 2012 yılında güneşten yeniden bi "solar flare" atıldı ve şans eseri dünyayı ıskaladı. Eğer bu dünyaya isabet etmiş olsaydı, birçok uydu muhtemelen uluslararası uzay istasyonu yörüngeden çıkar, yanar veya parçalanırdı. Parçalardan bi kısmı dünyaya düşerdi, bu parçalardan bazıları can kaybına sebep olabilirdi( en kötü ihtimalle tahmini 500 civarı). Ancak daha kötüsü tüm elektronik aletler kullanılamaz hale gelir, elektrik şebekesi arızalanır belki eski zamanlarda görülen "şehir yangınları" başgösterir ve birçok şehir yanardı. Kaos ortamı oluşur ve yağmalamalar başgösterirdi. Durumun düzelmesi için belki de 5-10 yıl gibi bir süre gerekebilirdi.

1815 yılında yok olmamış olsaydı bugün Endonezya kara suları sınırları içersinde bulunacak olan adadaki yanardağın efsanevi biçimde patlamasıyla ortaya çıkan kül bulutu dünya üzerinde 1 yıl dolaştı. 1816 yılında yaz yoktu. Kıtlık ve açlık kırıp geçirdi. Patlama o kadar kuvvetliydi ki yüzlerce kilometre uzaklıktan duyuldu, binlerce kişi anında öldü, onbinlerce kişi sağır oldu.



Bu ilginçlik seviyesinde bir kaç olay daha duyduğumu hissediyorum o sebeple bende 1800 lü yılların en esrarengiz yüzyıl olduğunu düşünür hale gelmişim bilinçaltımda.