Bu çok zevk aldığım bir eylem olmuştur hep. Bu konuyu zaman zaman yazmak istemişimdir ama bir türlü fırsat ve ortam bulamamıştım ve artık yeter dedim.
Vikings s5e4'te Akdeniz'de gezgin Vikingin "interesting place" diye tabir ettiği adayı şak "Sicily" diyerek bilmem ve 1 sn sonra onun da aynısını söylemesinin verdiği zevk paha biçilemezdi ki diziyi şuanda yarım bırakıp bunu yazıyorum.
Bu tarz bi olayı ilk yaptığımda Trinidad ve Tobagoya hafifçe zoom yapan bi belgeseldi. Ufak bir zoom ile nereye gittiğini görebilmiştim ve direk söylemiştim ve bunun bana sağladığı cool luk hala aklımdadır.
16 Aralık 2017 Cumartesi
4 Eylül 2017 Pazartesi
Game of Thrones ile ilgili
Bu bir nereden nereye hikayesidir bende.
Üniversite 1. sınıfta(2011 yılı) kendi evimde kalmazken, internetsizce yaşarken arkadaşlarımdan aldığım harddiskim yoluyla aldığım dizi ve filmlerle survive ediyordum.
My good old friend önder tam bir dizi ve film takipçisiydi. Her seferinde harddiskimi vermeden önce şunu ver, bunu koy diye kounuşp anlaşırdık ve onları koyardı. Bazı durumlarda yer kalırsa biraz da kendisi insiyatif alıp birşeyler koyardı.
Bunlardan bir keresinde "Game of Thrones" diye bi klasör koymuştu. İçini açıp bakmamıştım bile. Ufak bir antipati duyuyordum, çünkü cnbc-e'de reklamını görüp "pff just another cnbce shit" demiştim.
Zaman geldi, tüm film ve dizi supply larımı bitirmiştim, bilgisayardaki tüm oyunları oynamıştım. İnternet ve gidilecek bişey yoktu, yapılacak ödev var mıydı bilmiyorum, sanırım yoktu... Sanki evren bunu yapmamı istiyordu.
Denicek birşey yok. Bi kaç bölümde beni kendine bağladı ve hastası etti. hafta içi olduğu halde bi kaç günde 10 bölümü izleyiverdim.
Daha sonra her sene çıktıkça yeni bölümünü hemen izledim.
23.8.2017 tarihinde internet kesildi. 28.8.2017 tarihinde çıkan 7. sezon final bölümünü izleyebilmek için 30.8.2017 yani zafer bayramında Kartal'dan kalkıp, İTÜ Ayazağa kampüsündeki, çalıştığım odama geldim ve indirip akşam eve gelip izledim.
İşte olayın ironisi ve bendeki anlamı burada...
İnternet yok, yapacak bişey yok diye çaresizlikten başladığım bir dizinin, beni evde internet yok diye 2 saat gidiş-2 saat geliş yolu olan bi yere, resmi tatilde gidip, indirip eve geri gelmeme katlanabilmemi sağlayacak biri haline getirmesi aklıma geldikçe hayatta herşeyin olabileceği düşüncesi bende bir kez daha bu kanıyı benimsetiyor.
Üniversite 1. sınıfta(2011 yılı) kendi evimde kalmazken, internetsizce yaşarken arkadaşlarımdan aldığım harddiskim yoluyla aldığım dizi ve filmlerle survive ediyordum.
My good old friend önder tam bir dizi ve film takipçisiydi. Her seferinde harddiskimi vermeden önce şunu ver, bunu koy diye kounuşp anlaşırdık ve onları koyardı. Bazı durumlarda yer kalırsa biraz da kendisi insiyatif alıp birşeyler koyardı.
Bunlardan bir keresinde "Game of Thrones" diye bi klasör koymuştu. İçini açıp bakmamıştım bile. Ufak bir antipati duyuyordum, çünkü cnbc-e'de reklamını görüp "pff just another cnbce shit" demiştim.
Zaman geldi, tüm film ve dizi supply larımı bitirmiştim, bilgisayardaki tüm oyunları oynamıştım. İnternet ve gidilecek bişey yoktu, yapılacak ödev var mıydı bilmiyorum, sanırım yoktu... Sanki evren bunu yapmamı istiyordu.
Denicek birşey yok. Bi kaç bölümde beni kendine bağladı ve hastası etti. hafta içi olduğu halde bi kaç günde 10 bölümü izleyiverdim.
Daha sonra her sene çıktıkça yeni bölümünü hemen izledim.
23.8.2017 tarihinde internet kesildi. 28.8.2017 tarihinde çıkan 7. sezon final bölümünü izleyebilmek için 30.8.2017 yani zafer bayramında Kartal'dan kalkıp, İTÜ Ayazağa kampüsündeki, çalıştığım odama geldim ve indirip akşam eve gelip izledim.
İşte olayın ironisi ve bendeki anlamı burada...
İnternet yok, yapacak bişey yok diye çaresizlikten başladığım bir dizinin, beni evde internet yok diye 2 saat gidiş-2 saat geliş yolu olan bi yere, resmi tatilde gidip, indirip eve geri gelmeme katlanabilmemi sağlayacak biri haline getirmesi aklıma geldikçe hayatta herşeyin olabileceği düşüncesi bende bir kez daha bu kanıyı benimsetiyor.
7 Haziran 2017 Çarşamba
Alexander
I wanted to watch this movie for far too long but I always delayed it
to watch other movies because there wasn't an incentive to watch it,
5.5 points on IMDb? really?
oh boy, i was so wrong.
This movie totally satisfied me, as i wasn't expecting much from it.
The story telling was great, I liked the switch between the past and
the present(less past?) often. It really helped us to understand the
character better.
In my defense, I was always interested in Alexander the Great but I
never fully had to chance to know about him. This movie managed to
overcome my hunger.
Same as during the battle scenes, it keeps us informed as "macedonian
right" or "macedonian center" things like that. i wish all movies would
do that so that i can grasp the battle really, totally in essence.
I'm trying to understand people's mindset about this. I guess maybe it
came out in the same year with Troy in 2004. Troy was also about
history but the battle scenes were soo much more quality than Alexander
for sure. Maybe people were expecting to see something similar.
The character buildup is great, soon after i started to feel like i was
there with Alexander or i felt like i was him, making the decisions and
he always kept his calm and explained when he needed to.
Maybe we got the characters so well because the movie is pretty long.
According to IMDb its 2:55 but i watched a version which it was even
longer 3:33. But I never felt bored. This movie is a must for history
lovers. If you are looking for glorious battle scenes you might not
find them.
I'm a lover of maps and a sizable chunk of the movie passes on showing
the maps during studies of young Alexander or in his chambers before
battle and when the storyteller tells us. So it was not too much nor
too less. Extremely adequate.
In papers English was written in Greek style which was a nice touch.
Music at the end (i knew it, but i didn't know the name so i shazamed
it) was amazing (titans vangelis). It was a nice finishing touch for
such a great movie.
Also I had to like the movie, even though i wouldn't have liked the
movie in general out of respect to the amazing actors i know from
various movies and series:
(i'll just type their names and most prominent acts in my eyes)
Anthony Hopkins {Kidnapping Mr. Heineken, Noah, The Silence of the
Lambs, Amistad}
Angelina Jolie {Salt, Wanted, Kung Fu Panda, Mr. & Mrs. Smith}
Val Kilmer {Hardwired, Felon, The Love Guru, Heat}
Christopher Plummer {Inside Man, Syriana, A Beautiful Mind, Twelve
Monkeys}
Colin Farrell {True Detective, The Lobster, Seven Psychopaths,
S.W.A.T., Hart's War, Tigerland}
Jared Leto {Suicide Squad, Mr. Nobody, Lord of War, Fight Club}
Jonathan Rhys Meyers {From Paris with Love}
Rory McCann {Game of Thrones}
Toby Kebbell {Gold, Warcraft: The Beginning, Black Mirror, War Horse,
The Veteran, The Sorcerer's Apprentice, Prince of Persia: The Sands of
Time}
Rosario Dawson {Sin City: A Dame to Kill For, Unstoppable, Seven
Pounds, Clerks II, Sin City, 25th Hour}
to watch other movies because there wasn't an incentive to watch it,
5.5 points on IMDb? really?
oh boy, i was so wrong.
This movie totally satisfied me, as i wasn't expecting much from it.
The story telling was great, I liked the switch between the past and
the present(less past?) often. It really helped us to understand the
character better.
In my defense, I was always interested in Alexander the Great but I
never fully had to chance to know about him. This movie managed to
overcome my hunger.
Same as during the battle scenes, it keeps us informed as "macedonian
right" or "macedonian center" things like that. i wish all movies would
do that so that i can grasp the battle really, totally in essence.
I'm trying to understand people's mindset about this. I guess maybe it
came out in the same year with Troy in 2004. Troy was also about
history but the battle scenes were soo much more quality than Alexander
for sure. Maybe people were expecting to see something similar.
The character buildup is great, soon after i started to feel like i was
there with Alexander or i felt like i was him, making the decisions and
he always kept his calm and explained when he needed to.
Maybe we got the characters so well because the movie is pretty long.
According to IMDb its 2:55 but i watched a version which it was even
longer 3:33. But I never felt bored. This movie is a must for history
lovers. If you are looking for glorious battle scenes you might not
find them.
I'm a lover of maps and a sizable chunk of the movie passes on showing
the maps during studies of young Alexander or in his chambers before
battle and when the storyteller tells us. So it was not too much nor
too less. Extremely adequate.
In papers English was written in Greek style which was a nice touch.
Music at the end (i knew it, but i didn't know the name so i shazamed
it) was amazing (titans vangelis). It was a nice finishing touch for
such a great movie.
Also I had to like the movie, even though i wouldn't have liked the
movie in general out of respect to the amazing actors i know from
various movies and series:
(i'll just type their names and most prominent acts in my eyes)
Anthony Hopkins {Kidnapping Mr. Heineken, Noah, The Silence of the
Lambs, Amistad}
Angelina Jolie {Salt, Wanted, Kung Fu Panda, Mr. & Mrs. Smith}
Val Kilmer {Hardwired, Felon, The Love Guru, Heat}
Christopher Plummer {Inside Man, Syriana, A Beautiful Mind, Twelve
Monkeys}
Colin Farrell {True Detective, The Lobster, Seven Psychopaths,
S.W.A.T., Hart's War, Tigerland}
Jared Leto {Suicide Squad, Mr. Nobody, Lord of War, Fight Club}
Jonathan Rhys Meyers {From Paris with Love}
Rory McCann {Game of Thrones}
Toby Kebbell {Gold, Warcraft: The Beginning, Black Mirror, War Horse,
The Veteran, The Sorcerer's Apprentice, Prince of Persia: The Sands of
Time}
Rosario Dawson {Sin City: A Dame to Kill For, Unstoppable, Seven
Pounds, Clerks II, Sin City, 25th Hour}
25 Mart 2017 Cumartesi
2 şarjörü birbirine altlı üstlü tersten bağlamak
2016 yılında çıkmış olup benim 2017 de izlediğim 2 filmde bu dikkatimi çekti.
Bu filmler Allied ve Hell or High Water.
Önceden planlanmış olaylar için zamandan büyük kazanç sağladığı aşikar olan bi yöntem. Eğer daha önceki filmlerde varsa bilemem ama benim dikkatimi çok çekti ve filmleri birbirine yakın zamanlarda izledim. Kayıtlarıma göre;
Allied 22.2.2017
Hell or high water 14.2.2017
Olduğunu görüyorum sadece 8 günlük aradan sonra böyle bi benzerlik görmek, rastgele üst üste izlenen 2 filmde aynı oyuncuyu görmenin verdiği o ilginç güzel hazzın bi benzerini yaşattı.
Allied'dan:
Hell or High Water'dan:
27.5.2017 tarihinde izlemekte olduğum john wick chapter 2'dan:
Bu filmler Allied ve Hell or High Water.
Önceden planlanmış olaylar için zamandan büyük kazanç sağladığı aşikar olan bi yöntem. Eğer daha önceki filmlerde varsa bilemem ama benim dikkatimi çok çekti ve filmleri birbirine yakın zamanlarda izledim. Kayıtlarıma göre;
Allied 22.2.2017
Hell or high water 14.2.2017
Olduğunu görüyorum sadece 8 günlük aradan sonra böyle bi benzerlik görmek, rastgele üst üste izlenen 2 filmde aynı oyuncuyu görmenin verdiği o ilginç güzel hazzın bi benzerini yaşattı.
Allied'dan:
Hell or High Water'dan:
27.5.2017 tarihinde izlemekte olduğum john wick chapter 2'dan:
23 Mart 2017 Perşembe
Pronounciation
İnsanların yanlış pronounciationda bulunmaları beni çıldırtıyor. O kadar çıldırtıyor ki onların yok olmasını istiyorum. Bazı konular hakkında konuşacağım bununla ilgili olarak.
Pronounciation'ı doğru yapmanın gereklilik olarak hissedilmesine sebep olan bazı sebepleri, gelişimlerini, çözümlerimi, bu süreçte yaptıklarımı yaşadıklarımı kısaca ve mümkünse örneklerle anlatmaya çalışacağım.
Aklıma gelen konu başlıklarını unutmadan bi yazayım dedim:
Dil
Geçmiş
Bilim
Spiker
Oranları
Önyargı
h olayı
Özellikle İspanyolca'yı öğrenirken farkettiğim birçok şey bu aydınlanmada önemli rol oynadı. Türkçe'de çok sayıda kelime Fransızca kökenli kelime vardır ve bunlar direk olarak anlaşılır. Bunların benzerlerini öğrendikçe pronounciation'ın önemini kavradım. Zira bütün Latin kökenli diller birçok ortak kelimeye sahip ve genelde bunların farkları aynı kelimenin farklı biçimlerde okunması sebebiyle ortaya çıkmış. Türkçe'ye Fransızca'dan geçmiş şantaj kelimesi göz önünde bulundurulursa bu bahsettiklerimden ilki direk kendine açığa vurur. "chantaje", "chantage" sırasıyla İspanyolca ve Fransızca dillerinde yazılışlarıdır. Dillerin okunuş kuralları gereği (kural dediysem her dil için sadece bi kaç kural var bunlar da biraz tecrübe ve gayretle hemen anlaşılabiliyor zaten) çantahe ve şantaj diye okunuyorlar. Ötekinde ise 'ne' anlamına gelen "que" "che" sırasıyla İspanyolca ve İtalyanca. İkisi de ke diye okunur.
Mascherano'yu maşerano diye okuyanlar öldürülmeliler.
Futbolla ilgili insanlar Arjantin'in yarısının soyisminin italyan olduğunu görürler ama bağdaştıramazlar. Tüm dünyaca bilinmesi gereken bişey bu yani. Bunu bilmeyenler yok edilmeliler.
Cancel'a türkçe cancel dediğim içim abimden azar işitip ufak dayaklar yemişimdir.
Bana o kadar önem teşkil ediyorki dünyada herşeyin durup, üretimin, bilimin, turizmin durup insanların 1 ya da 2 boyunca sırf belli başlı dilleri nasıl okuyacağını öğrenmelerini istiyorum. Yani bu kadar eğitimli zeki biliminsanlarının ufak okuma hataları yapmaları çok anlam dışı youtuber lar da buna dahil. Saatlerini harcayıp araştırma, editleme yapan insanlar 2 dakikalığına nasıl okuyacağına bakamıyor.
Varsın bilim 1 sene ilerlemesin ama insanlar şunları öğrensin.
Çek, Polonya, Arnavut alfabelerinden ümidi kestim ama İspanyolca, Almanca, İtalyanca gibi meşhur dilleri bari doğru okuyun. Einstein'ı ş siz okumak İngilizce konuşan ülkelerde kalıp gibi bişey oldu bundan ümidi kestim ama daha h harfinin ne işe yaradığını bilmiyorlar. h özel bir harftir. Önüne geldiği sessiz harfin okunuşunu değiştirir (genelde). Digraph'a dönüştürür. İngilizcedeki digraphlar:
bh: bhutan, bharma gibi yabancı kelimelerde var ancak farklı bir okuma sağlayıp sağlamayacağını bilmiyorum.
ch: *
dh: peltek yapan th'nin d li versiyonu olduğunu düşünmeme rağmen genelde normal d diye okunur geçilir. Dharma derkenki gibi. Ancak dh Arnavutçada peltek d dir.
gh: yumuşak g gibi okuttuğu gibi f diye de okutabilir. Burası ingilizcenin garipliği. Though, tough.
kh: İngilizce'de olmayan genelde Arapça ya da başka dillerdeki gırtlak sesi olan kalın ha nın ingilizceye latin harfleriyle aktarılması. Khaled ismi türkçe'deki halit'tir. Kaled diyen Anglophone lar eliminate edilmeliler.
ph: *
sh: *
th: *
rh: Rhesus, Rhine gibi kelimelerde geçen ama bi farklılık kattığını bilemediğim, bulamadığım digraph.
zh: Fransızca, Rumence ve Türkçe'deki j harfinin verdiği sesi ingilizce yazılı kaynaklarda gösterebilmek için üretilmiş bi digraph. Arnavutça'da da kullanılır. Genelde Rus isimleri böyle ingilizce yazılır. Kerzhakov, Anzhi, Zhirkov.
*: bunları bilmeyenler exterminate edilmeli.
Futbolu ve diğer sporları çok severdim ve spiker olmak isterdim ve spiker olunca hiçbir futbolcunun ismini yanlış okumamak için ant içtim! But it didnt come to that.
Öyle ki, maç izleme keyfim yavaş yavaş yok oldu. Futbolu takip etmeyi bırakmamın ana sebeplerinden biri budur: spikerlerin yanlış telaffuzu. Spikerler hapse atılmalı direk. Okumayı öğren iki ismi maç öncesi.
Doğru okumanın 2 tane püf noktası vardır. Bunlar harfleri doğru okumak ve aksanla okumak. Bu noktada bi kaç video ya başvurarak sizi eğlendireyim.
https://www.youtube.com/watch?v=fKGoVefhtMQ
Tabi burada dalga geçilmiş, İtalyan aksanı fazla abartılmış aynı şekilde Alman da. Über'deki ü'ye u demedikçe bruschetta'da sch'yi sk yerine ş diye okumadıkça, yani bunları doğru biçimde okudukça insanlara aksan konusunda tepki göstermek istemiyorum. Tabi aksanı da koyabilseler çok iyi olurdu her seferinde ancak bu biraz gerçeksiz bi dilek daha çok.
Bununla ilgili bir başka video:
https://www.youtube.com/watch?v=Jkxm5UTe-Xg
Bir de bazı diller var ki içinde saçma sapan işaretler... Bunları bilmeyene laf yok :D
https://www.youtube.com/watch?v=Yj-1kp777NM
Ve önyargı konusuna değinerek yazımı bitirmek istiyorum. Önyargısız ve aptal olmayan birine avrupadaki latin alfabesini kullanan dillerin okunuş kurallarını akılda kalıcı biçimde 10 dakika içerisinde öğretebilirim. Her insan tek başına bunları 1-2 saat içerisinde tamamen öğrenebilir. Ama öğreniyor mu? Tabi ki hayır.
Pronounciation'ı doğru yapmanın gereklilik olarak hissedilmesine sebep olan bazı sebepleri, gelişimlerini, çözümlerimi, bu süreçte yaptıklarımı yaşadıklarımı kısaca ve mümkünse örneklerle anlatmaya çalışacağım.
Aklıma gelen konu başlıklarını unutmadan bi yazayım dedim:
Dil
Geçmiş
Bilim
Spiker
Oranları
Önyargı
h olayı
Özellikle İspanyolca'yı öğrenirken farkettiğim birçok şey bu aydınlanmada önemli rol oynadı. Türkçe'de çok sayıda kelime Fransızca kökenli kelime vardır ve bunlar direk olarak anlaşılır. Bunların benzerlerini öğrendikçe pronounciation'ın önemini kavradım. Zira bütün Latin kökenli diller birçok ortak kelimeye sahip ve genelde bunların farkları aynı kelimenin farklı biçimlerde okunması sebebiyle ortaya çıkmış. Türkçe'ye Fransızca'dan geçmiş şantaj kelimesi göz önünde bulundurulursa bu bahsettiklerimden ilki direk kendine açığa vurur. "chantaje", "chantage" sırasıyla İspanyolca ve Fransızca dillerinde yazılışlarıdır. Dillerin okunuş kuralları gereği (kural dediysem her dil için sadece bi kaç kural var bunlar da biraz tecrübe ve gayretle hemen anlaşılabiliyor zaten) çantahe ve şantaj diye okunuyorlar. Ötekinde ise 'ne' anlamına gelen "que" "che" sırasıyla İspanyolca ve İtalyanca. İkisi de ke diye okunur.
Mascherano'yu maşerano diye okuyanlar öldürülmeliler.
Futbolla ilgili insanlar Arjantin'in yarısının soyisminin italyan olduğunu görürler ama bağdaştıramazlar. Tüm dünyaca bilinmesi gereken bişey bu yani. Bunu bilmeyenler yok edilmeliler.
Cancel'a türkçe cancel dediğim içim abimden azar işitip ufak dayaklar yemişimdir.
Bana o kadar önem teşkil ediyorki dünyada herşeyin durup, üretimin, bilimin, turizmin durup insanların 1 ya da 2 boyunca sırf belli başlı dilleri nasıl okuyacağını öğrenmelerini istiyorum. Yani bu kadar eğitimli zeki biliminsanlarının ufak okuma hataları yapmaları çok anlam dışı youtuber lar da buna dahil. Saatlerini harcayıp araştırma, editleme yapan insanlar 2 dakikalığına nasıl okuyacağına bakamıyor.
Varsın bilim 1 sene ilerlemesin ama insanlar şunları öğrensin.
Çek, Polonya, Arnavut alfabelerinden ümidi kestim ama İspanyolca, Almanca, İtalyanca gibi meşhur dilleri bari doğru okuyun. Einstein'ı ş siz okumak İngilizce konuşan ülkelerde kalıp gibi bişey oldu bundan ümidi kestim ama daha h harfinin ne işe yaradığını bilmiyorlar. h özel bir harftir. Önüne geldiği sessiz harfin okunuşunu değiştirir (genelde). Digraph'a dönüştürür. İngilizcedeki digraphlar:
bh: bhutan, bharma gibi yabancı kelimelerde var ancak farklı bir okuma sağlayıp sağlamayacağını bilmiyorum.
ch: *
dh: peltek yapan th'nin d li versiyonu olduğunu düşünmeme rağmen genelde normal d diye okunur geçilir. Dharma derkenki gibi. Ancak dh Arnavutçada peltek d dir.
gh: yumuşak g gibi okuttuğu gibi f diye de okutabilir. Burası ingilizcenin garipliği. Though, tough.
kh: İngilizce'de olmayan genelde Arapça ya da başka dillerdeki gırtlak sesi olan kalın ha nın ingilizceye latin harfleriyle aktarılması. Khaled ismi türkçe'deki halit'tir. Kaled diyen Anglophone lar eliminate edilmeliler.
ph: *
sh: *
th: *
rh: Rhesus, Rhine gibi kelimelerde geçen ama bi farklılık kattığını bilemediğim, bulamadığım digraph.
zh: Fransızca, Rumence ve Türkçe'deki j harfinin verdiği sesi ingilizce yazılı kaynaklarda gösterebilmek için üretilmiş bi digraph. Arnavutça'da da kullanılır. Genelde Rus isimleri böyle ingilizce yazılır. Kerzhakov, Anzhi, Zhirkov.
*: bunları bilmeyenler exterminate edilmeli.
Futbolu ve diğer sporları çok severdim ve spiker olmak isterdim ve spiker olunca hiçbir futbolcunun ismini yanlış okumamak için ant içtim! But it didnt come to that.
Öyle ki, maç izleme keyfim yavaş yavaş yok oldu. Futbolu takip etmeyi bırakmamın ana sebeplerinden biri budur: spikerlerin yanlış telaffuzu. Spikerler hapse atılmalı direk. Okumayı öğren iki ismi maç öncesi.
Doğru okumanın 2 tane püf noktası vardır. Bunlar harfleri doğru okumak ve aksanla okumak. Bu noktada bi kaç video ya başvurarak sizi eğlendireyim.
https://www.youtube.com/watch?v=fKGoVefhtMQ
Tabi burada dalga geçilmiş, İtalyan aksanı fazla abartılmış aynı şekilde Alman da. Über'deki ü'ye u demedikçe bruschetta'da sch'yi sk yerine ş diye okumadıkça, yani bunları doğru biçimde okudukça insanlara aksan konusunda tepki göstermek istemiyorum. Tabi aksanı da koyabilseler çok iyi olurdu her seferinde ancak bu biraz gerçeksiz bi dilek daha çok.
Bununla ilgili bir başka video:
https://www.youtube.com/watch?v=Jkxm5UTe-Xg
Bir de bazı diller var ki içinde saçma sapan işaretler... Bunları bilmeyene laf yok :D
https://www.youtube.com/watch?v=Yj-1kp777NM
Ve önyargı konusuna değinerek yazımı bitirmek istiyorum. Önyargısız ve aptal olmayan birine avrupadaki latin alfabesini kullanan dillerin okunuş kurallarını akılda kalıcı biçimde 10 dakika içerisinde öğretebilirim. Her insan tek başına bunları 1-2 saat içerisinde tamamen öğrenebilir. Ama öğreniyor mu? Tabi ki hayır.
1800lerin esrarengizliği
1800 lerde yaşanmış bazı ilginç olaylar.
Güneş'te bazen sebebi bilinemeyen durumdan dolayı yoğun sıkışma ve ısınmadan dolayı ani ışın şeklinde patlamalar yayılabilir. Bunlar hesaplamalara göre 150 yılda bir gerçekleşir. dünyayı 1859'da vurmuş ve telgraflarda yangınlar çıkarmış ve gökbilimciler tarafından gözlemlenmişti. 2012 yılında güneşten yeniden bi "solar flare" atıldı ve şans eseri dünyayı ıskaladı. Eğer bu dünyaya isabet etmiş olsaydı, birçok uydu muhtemelen uluslararası uzay istasyonu yörüngeden çıkar, yanar veya parçalanırdı. Parçalardan bi kısmı dünyaya düşerdi, bu parçalardan bazıları can kaybına sebep olabilirdi( en kötü ihtimalle tahmini 500 civarı). Ancak daha kötüsü tüm elektronik aletler kullanılamaz hale gelir, elektrik şebekesi arızalanır belki eski zamanlarda görülen "şehir yangınları" başgösterir ve birçok şehir yanardı. Kaos ortamı oluşur ve yağmalamalar başgösterirdi. Durumun düzelmesi için belki de 5-10 yıl gibi bir süre gerekebilirdi.
1815 yılında yok olmamış olsaydı bugün Endonezya kara suları sınırları içersinde bulunacak olan adadaki yanardağın efsanevi biçimde patlamasıyla ortaya çıkan kül bulutu dünya üzerinde 1 yıl dolaştı. 1816 yılında yaz yoktu. Kıtlık ve açlık kırıp geçirdi. Patlama o kadar kuvvetliydi ki yüzlerce kilometre uzaklıktan duyuldu, binlerce kişi anında öldü, onbinlerce kişi sağır oldu.
Bu ilginçlik seviyesinde bir kaç olay daha duyduğumu hissediyorum o sebeple bende 1800 lü yılların en esrarengiz yüzyıl olduğunu düşünür hale gelmişim bilinçaltımda.
Güneş'te bazen sebebi bilinemeyen durumdan dolayı yoğun sıkışma ve ısınmadan dolayı ani ışın şeklinde patlamalar yayılabilir. Bunlar hesaplamalara göre 150 yılda bir gerçekleşir. dünyayı 1859'da vurmuş ve telgraflarda yangınlar çıkarmış ve gökbilimciler tarafından gözlemlenmişti. 2012 yılında güneşten yeniden bi "solar flare" atıldı ve şans eseri dünyayı ıskaladı. Eğer bu dünyaya isabet etmiş olsaydı, birçok uydu muhtemelen uluslararası uzay istasyonu yörüngeden çıkar, yanar veya parçalanırdı. Parçalardan bi kısmı dünyaya düşerdi, bu parçalardan bazıları can kaybına sebep olabilirdi( en kötü ihtimalle tahmini 500 civarı). Ancak daha kötüsü tüm elektronik aletler kullanılamaz hale gelir, elektrik şebekesi arızalanır belki eski zamanlarda görülen "şehir yangınları" başgösterir ve birçok şehir yanardı. Kaos ortamı oluşur ve yağmalamalar başgösterirdi. Durumun düzelmesi için belki de 5-10 yıl gibi bir süre gerekebilirdi.
1815 yılında yok olmamış olsaydı bugün Endonezya kara suları sınırları içersinde bulunacak olan adadaki yanardağın efsanevi biçimde patlamasıyla ortaya çıkan kül bulutu dünya üzerinde 1 yıl dolaştı. 1816 yılında yaz yoktu. Kıtlık ve açlık kırıp geçirdi. Patlama o kadar kuvvetliydi ki yüzlerce kilometre uzaklıktan duyuldu, binlerce kişi anında öldü, onbinlerce kişi sağır oldu.
Bu ilginçlik seviyesinde bir kaç olay daha duyduğumu hissediyorum o sebeple bende 1800 lü yılların en esrarengiz yüzyıl olduğunu düşünür hale gelmişim bilinçaltımda.
26 Şubat 2017 Pazar
Apps
Vlc
Tur Eng Dictionary
Skype
Facebook
Google Mail, Photos, +, Maps
Whatsapp
Imdb
Es-En Dict
Starcraft Soundboard
Strong Anti-Mosquito
Discord
Italki
Shazam
Reddit
Zedge
Mobiett
White Light
IGN
9gag
The Noble Quran
e-devlet
mhrs
ibb cep trafik
SwiftKey
Tur Eng Dictionary
Skype
Google Mail, Photos, +, Maps
Imdb
Es-En Dict
Starcraft Soundboard
Strong Anti-Mosquito
Discord
Italki
Shazam
Zedge
Mobiett
White Light
IGN
9gag
The Noble Quran
e-devlet
mhrs
ibb cep trafik
SwiftKey
19 Şubat 2017 Pazar
Editeds
Bazı dinlemekten hoşlandığım ancak gereksiz yerlerinin çok olduğu bir kaç müzikleri editledim.
Peshmerge - Shaban Edited
http://vocaroo.com/i/s1OdlJGdfyUr
The Rock Edited by M-Ray
http://vocaroo.com/i/s1bxIOanPybC
Wardruna Odal Edited by M-Ray
http://vocaroo.com/i/s0FnvaAWuC1f
Vinnie Paz - End of Days Edited
http://vocaroo.com/i/s0EqRildhQxx
Peshmerge - Shaban Edited
http://vocaroo.com/i/s1OdlJGdfyUr
The Rock Edited by M-Ray
http://vocaroo.com/i/s1bxIOanPybC
Wardruna Odal Edited by M-Ray
http://vocaroo.com/i/s0FnvaAWuC1f
Vinnie Paz - End of Days Edited
http://vocaroo.com/i/s0EqRildhQxx
My Youtube Subscriptions
---RAW RESULTS---
Movie Trailer: 3
Science(Physics): 3
History: 9
Political Science: 2
Geoghraphy: 3
War&Guns: 7
Maps: 3
General Knowledge: 17
Science: 16
Space: 5
Comedy: 20
Engineering: 3
Art: 3
Music: 9
Movies&Series: 5
Horniness: 2
Sports: 1
News: 8
Languages: 1
Racist/Supremacist: 2
Turkish: 5
Memes: 3
Miscelleanous: 5
Dota: 7
OW: 1
Gaming: 14
Starcraft: 4
Games total: (26)
Overall total: 161
---REFINED RESULTS---
Games: 26
Science: 24
Comedy: 20
General Knowledge: 17
History: 12
News: 10
Music: 9
Movies&Series: 8
War&Guns: 7
Miscelleanous: 6
Entertainment: 6
Space: 5
Turkish: 5
Memes: 3
Geoghraphy: 3
Movie Trailer: 3
Science(Physics): 3
History: 9
Political Science: 2
Geoghraphy: 3
War&Guns: 7
Maps: 3
General Knowledge: 17
Science: 16
Space: 5
Comedy: 20
Engineering: 3
Art: 3
Music: 9
Movies&Series: 5
Horniness: 2
Sports: 1
News: 8
Languages: 1
Racist/Supremacist: 2
Turkish: 5
Memes: 3
Miscelleanous: 5
Dota: 7
OW: 1
Gaming: 14
Starcraft: 4
Games total: (26)
Overall total: 161
---REFINED RESULTS---
Games: 26
Science: 24
Comedy: 20
General Knowledge: 17
History: 12
News: 10
Music: 9
Movies&Series: 8
War&Guns: 7
Miscelleanous: 6
Entertainment: 6
Space: 5
Turkish: 5
Memes: 3
Geoghraphy: 3
Overall total: 161
30 Ocak 2017 Pazartesi
Yeni Oyun SS leri eh
the rock
hikayesi cod2 oynadığım zamanlara dayanır bende. 2005 ya da 2006 yılında bir zombi server'ında custom olarak hazırlanmış alcatraz hapishanesinin olduğu bi map vardı. dakka başı uçaklar geçerdi. uçaklar geçtiğinde, içerde olmayanlar bombalanıp ölürdü, içerdeyseniz de bombalar hapishaneyi sarsardı ve theme song'un en önemli kısmı çalardı(son kısmı, atv de falan kullanılan tarafı da burasıdır.).
çok hoşuma gitmişti müziği ama uzun uğraşlarıma rağmen bulamamıştım. ara ara tv'de de duymuşluğum vardı, birçok müziği bulmama rağmen hep bi köşede kalmıştı bu.
4.9.2015 tarihinde sonunda abimin önerisine uyarak izlediğim filmle kavuşabildim bu müziğe. hemen youtube'daki orjinal versiyonunu editleyip loopa koydum günlerce dinledim. şimdi gene başladım. bu da böyle bi anımdır.
http://vocaroo.com/i/s1bxIOanPybC
çok hoşuma gitmişti müziği ama uzun uğraşlarıma rağmen bulamamıştım. ara ara tv'de de duymuşluğum vardı, birçok müziği bulmama rağmen hep bi köşede kalmıştı bu.
4.9.2015 tarihinde sonunda abimin önerisine uyarak izlediğim filmle kavuşabildim bu müziğe. hemen youtube'daki orjinal versiyonunu editleyip loopa koydum günlerce dinledim. şimdi gene başladım. bu da böyle bi anımdır.
http://vocaroo.com/i/s1bxIOanPybC
13 Ocak 2017 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)